9 Mart 2013 Cumartesi

yeni bir aşk-Nedim / 2


Nedim
Müzikçalardan Carmen duyuluyordu Maria Callas söylüyordu....
Nedim'in evindeydi şimdi...Mutfaktan gelen acemi gürültüler hazırlanan kahvaltının tatlı telaşının habercisiydi...
Yavaşça yataktan inip beline örtüyü dolarken dün geceyi hatırlamaya zorladı kendini... Nedim'le karşılaştıkları yeri hatırlamıyordu, ama belli ki onun yardımıyla soyunup yatmıştı. Yatakodasının aralık kapısından geçerek koridor boyunca yürüdü...duvarlardaki raflarda tanıdığı kitaplar vardı...duvarlarda camlı çerçeveli eski sinema fotoğrafları asılıydı...Bu evde geçirdiği zamanlarda hep mutlu olduğunu hatırladı birden...Kaç zamandır gelmediği bir korunak gibi sığındı bu mutluluğa yeniden.
Mutfak kapısında durup ocak başında tavada yumurta pişiren Nedim'i görünce seslendi:

  • "Günaydın Nedim !"
  • "Günaydın Mete'cim iyi ki uyandın yoksa
    gelip ben uyandırıcaktım ...Nasılsın?..."
  • diye cevap verdi Nedim bütün yüzüne yayılan sıcak gülümsemeyle....

Öğle saatlerine uzamış kahvaltı masasında iki arkadaş karşılıklı oturmuş konuşuyorlardı...
  • -Ne oldu sana böyle? Neden dağıttın bu kadar?
  • -Kusura bakma, ne durumda buldun bilmiyorum beni....
  • ama seni meşgul etmek istemedim sorunlarımla , dün aramayı düşündüm...
  • vazgeçtim...cebimi kapadım...
  • -Mekana geldiğimde geceyarısını çoktan geçmişti..iki gençle sahnede striptiz gösterisi yapıyordunuz...
  • -Yok canımmmmm???? Sahi mi???
  • -Böyle becerilerin olduğunu bilmiyordum, ama izin veremezdim daha fazlasına...
  • diye gülerek birer kahve daha doldurdu Nedim...

Yıllar önce bir internet sohbetinde tanışıp tek gecelik bir ilişki yaşadıktan sonra arkadaş olmuşlardı. Nedim, 45 yaşında bir mühendisti...şantiyede kalmadığı zamanlarda evde yalnızdı,
o zamanlarda Mete'yi misafir ederdi...konuşup dertleşirler , bazen de sevişirlerdi. "En eski ve sadık arkadaşım" dediği eşiyle aralarında dürüst bir anlaşma yapmışlardı...
Çocukları olmamıştı...Bu yüzden eşi kendini mesleğine adamış bir akademisyen bir heykeltraştı.
Çoğu zaman sempozyumlar ve konferanslar nedeniyle şehir dışındaydı...Nedim'in cinsel tercihini öğrendiğinde on yıllık evliydiler, büyük dostluklarının hatırına saygı ve sevgi sınırları içinde yaşadıkları herşeyi paylaşırlardı.
Birbirini incitmeden kırmadan birlikte yaşamayı öğrenmişlerdi.

  • -Anlat bakalım ne oldu dün?
  • -Biliyorsun uzun zamandır kafamı kurcalıyordu,
  • babamla birlikte çalışmak beni mutsuz ediyordu..istifa ettim...
  • -E nolmuş...ne var bunda?
  • -Babama göre dünyanın sonu geldi...beni kabullenemediği gibi, yokluğumu da hazmedemiyor...
  • Kendine karşı kazanılmış bir zafer olarak görüyor...
  • -Anlaşmanız gerekmiyor....Turgenyev bile bir kitap yazmış bu konuda " Babalar ve Oğullar" diye...
  • -Okumadım...ama eminim hep aynı çekişmedir İsa'dan beri, Baba - Oğul ve Kutsal Ruh...
  • -Ne zaman ne konuda istersen yardıma hazırım,
  • -Bir iş bulmalıyım önce, sonra da ucuz bir eve geçmeliyim...
  • -Konuşuruz bunları acele karar verme...

Kahvenin yanında sigara içmeyi seviyordu Mete, Nedim sigarayı yeni bırakmıştı, 

evde içilmesinden hoşlanmıyordu...açık duran pencerenin yanına yürüdü Mete, 
....Ters ışıkta çıplak teni altına bulanmış gibi parlıyordu....
pantolonunun arka cebinde buruşuk bir paketten çıkarıp bir sigara yaktı...
kapalı duran cep telefonunu açtı, arayanlar listesine baktı...İnci defalarca aramış bir de mesaj yazmıştı....

  • -Telefonu kapatınca nur yağıyor...Normalde aramayan kim varsa aramış...
  • - Sen telefonlarını cevapla, ben de hazırlanıyım, sonra çıkalım, şantiyeye gideceğim, seni de eve bırakırım.
  • - Bugün cumartesi değil mi? Çalışıyor musun?
  • - Bu ara işler biraz karışık, uğrayıp görünmekte yarar var...
  • - Ben eve gitmek istemiyorum şimdi, beni sahile bırak, yürüyüp düşünmem lazım
  • - Tamam canım, sonra konuşuruz ama kapatmazsın telefonunu değil mi?
  • - Hayır...bir daha olmaz.. diyerek gülümsedi Mete...

Mete çocukluğundan beri Arnavutköy sahilinde balıkçıların arasında yürümeye bayılırdı.Akıntıburnundaki fenerin dibinde oturup denizin deli akışına bakmak dinlendirirdi hep
İnci'yi arayıp konuştu,

  • -Oooo günaydın beyzadem, Üsküdar'da sabah mı oldu?
  • -Yapma İnci yaaa... kapalıydım, arayamadım... mesajlarını ve aramalarını yeni gördüm.
  • -Tamam ya, takıldım işte, merak ettim, iyi misin? dün ne oldu?
  • -Çok iyiyim, istifamı verdim, biraz tartıştık...bitti şükür...
  • -Hadi hayırlısı ya...Ne diycektim, evden ayrılırsan uygun bir yer bulana kadar bende kalabilirsin ...
  • -Yooo sağol sen bana iş konusunda yardım et yeter
  • -Pazartesi genel müdürle görüşeceğim...merak etme...
  • -Tamam ben kapatıyorum...biraz hava almaya geldim...sonra konuşuruz,bayyy
  • -Peki canım, görüşürüz..bayyy
Bahar pastanesinde bir çay içmek istedi.
Ailece kahvaltıya gelen masaların arasında kendine bir yer bulup oturdu.Genç çiftler güneşli bir Cumartesinin tadını çıkarıyordu.Yeni yürümeye başlayan bir kız çocuğu masaların arasında merakla dolaşıyor , annesi de sabırla elindeki yumurtanın sarısını peşinden koşturuyordu.Gazetede iş ve kiralık ev ilanlarına baktı. Uygun gördüklerini işaretledi,
hatta bir kaç emlakçıyı arayıp randevulaştı.
Akşam karanlığında Cihangir'deki küçük sevimli evine girerken yorgunluktan ölüyordu...Gezdiği evlerden hiçbiri, tanıştığı emlakçılardan bir teki bile umut vermemişti
Kiralar ne kadar yüksekti...evler ne kadar bakımsızdı...
Bir tek Cihangir'de oturmak pahalıdır düşüncesiyle dolaştığı Şişli, Mecidiyeköy, Fulya, Ihlamur'da uygun görünen 2+1 kiralık ilanlardan hiç bir sonuç çıkmamıştı.
Duştayken telefon çaldı uzun uzun...çıktıktan sonra Nedim'in çağrısını gördü...
Aradı:

  • -Alo, Nedim yetişemedim, aramışsın...
  • -Ne haber deli oğlan..görüşecek miyiz?
  • -Tabi...eğer istersen, ama dışarı çıkmayalım, bana gel...
  • -Tamam güzelim, ne getireyim?
  • -Ne istersen...hazırda hiç bir şey yok çünkü...
  • -Yarım saat sonra sendeyim...
  • -Kırkbeş dakika olsun...ıslak ve çıplağım...
  • -Daha iyi ya...haha ha...
  • -Bekliyorum, görüşürüz...bayyy
  • -Bayyy
Giyinip , etrafı toparladıktan sonra bir müzik koydu Mete..bir buzlu rakı doldurdu ve kanepeye uzanarak Nedim'i beklemeye başladı...ne de çok yorulmuştu...
Ne kadar olmuştu tanışalı, üç yıl mı? daha mı fazla?
Her zaman kendini güvende hissettiği , dertleştiği arkadaşı olarak kalmıştı , belki Nedim'in başından beri sevgisine tutkuyla karşılık verememişti,ama saygı duyuyordu,
onu mutlu edecek ikili ilişkideki sadakate inanmıyordu.
Her buluşmaları bir sürpriz oluyordu, plansız , hesapsız ...
ve uzun aralıklarla sürüp gidiyordu ilişkileri.
Tek gecelik ilişkilerde bulduğu neydi Mete'nin? Heyecan mı? Macera mı?
Başına gelebilecek her türlü riski almıştı...Şantaj, aldatılma, dolandırılma, şiddet...Yine de kendini cinselliğin karanlık arka sokaklarına atmayı seviyordu.Kapı çalındığında nerdeyse içi geçmiş uyumaya başlamıştı, kalkıp açınca karşısında
eli kolu dolu, yüzünde pırıl pırıl bir gülümsemeyle Nedim'i buldu:

  • -Naber güzelim, nasılsın
  • -Hoşgeldin, ne çok şey almışsın, yardım ediyim..
  • -Hep hazır şeyler ,...Çok açım...seni bile yiyebilirim....
  • -Çok şakacısın, ama unutma ....ben de çok açım...
Ellerinde paketlerle mutfağa doğru yürüdüler...         
Masada yok yoktu...lakerdadan midye dolmaya, taratordan favaya bir sürü mezeyle bir büyük rakı içtiler o gece.
Nedim'den izin alarak masada bir sigara içerken içini döktü Mete:


  • - Arkadaşım biliyorum sana şımarıklık geliyor bütün yaptıklarım ama 
  • babamla aynı ortamda bulunmaktan çok, fikrini söylemekten aciz bir patron çocuğu gibi beceriksiz
  • ve etkisiz kaldıkça nefes alamıyordum..
  • - Güzelim bir yıl önce evden ayrıldığında da saygı duydum, şimdi de anlıyorum
  • ama bu ortamda yeniden başlamak zor olacak, bütün alışkanlıklarını düşününce...
  • - Geç de olsa denemek hakkım değil mi?
  • - Senin seçimin bu, seninkinin yarısı kadar özgür yaşamadım ben,
  • okuldayken de çalıştım, bir sürecin içinde sevdim, evlendim, kırk yaşıma kadar yaşamadım
  • cinsel tercihimi,sonrasında da zor oldu paylaşmak bunu evlendiğim insanla...
  • cemiyete karşı ayakta durduk yine de birlikte.
  • - Ben de mi evleniyim cemiyete karşı yani? Onu mu demek istiyorsun? 
  • Gerizekalı bir uzak akraba ile evlendirip bir de torun bekliyorlar benden...
  • aynı türk filmi gibi: kınalı yapıncak...
  • - Abartmıyor musun biraz?
  • - Sana aşık ve anlayışlı bir eşin var, onun kıymetini bilmelisin
  • - Haklısın kaç yıldan sonra üzdüm karımı da gündelik maceralarımla, ama artık bitti...
  • - Büyük konuşma,










dedikten sonra kadehini bir dikişte bitirdi rakısını, ayağa kalkıp Nedim'in oturduğu iskemlenin arkasına doğru yürüdü ve kollarını sevgilisinin boynuna dolarken kulağına fısıldadı:

  • -Hala doymadım ben, hadi sevişelim.... 

Aşkın değil tutkunun vaktiydi, İyi tanıdıkları bedenlerle sevişirken rakı kokulu öpüşlerle ıslandı tenleri...
Bildik sokaklarda karanlıkta younu bulur gibi güvenle yaşıyorlardı tutkuyu ... Nedim yaşadıklarından öğrendiği bütün zevkleri damıttığı teninde hissetmeyi
ve dokunmayı seviyordu. Ölçülü ve arzu doluydu...
Mete ise doludizgin patlamaya doğru koşarken hoyrat ama sıcaktı...Şimdi ne sıkıntıları vardı aklında ne de sıkıcı insanlar
Uzun öpüşmelerle terli bedenlerin birbirine karıştığı karanlıkta..soluk soluğa boşaldılar.

  • - Harikaydı...
  • - Seninle hiç başka türlüsü olmuyor...
Bir sigara yakmak için Mete yataktan kalkacağı sırada Nedim kolundan tutup
gecede parlayan gözlerine baktı :
  • - Benimle birlikte yaşamayı kabul et artık...
  • - Yine mi aynı konu? Olmaz biliyorsun...Vazgeçmeyecek misin?
  • - Sen EVET diyene kadar...
  • - İzin verirsen bir sigara yakacağım...
Mete salonda yemek masasındaki sigarasını yakarken çakmağı ateşlediğini duydu
Nedim yattığı yerden...gözünden bir damla yaş döküldü.
Karanlıkta odaya sessizce girerken Nedim'in uyumadığını farketti:
  • -Ben de biraz peynirle son bir kadeh içer misin demek için geldim...
  • -Uyumayacak mıyız?
  • -Yok, bir kadeh içelim, sonra,
  • -Peki canım, üstüne bir şey al üşüyeceksin...
Boğaza bakan bir tepedeki bu evde güneşin doğuşunu izlemek hep çok hoşuna gitmişti Mete'nin.
Pencere önündeki koltuklara oturdular...


  • -Bak yeni bir gün doğuyor, herşey yepyeni olacak
  • -Biliyorum, bu her izlediğimde beni çok heyecanlandırıyor
  • -Değişmeyen tek şey zaman...dün nerdeydik yarın nerde olacağız?
  • -Bugünden gayrısının önemi yok,
Bir yudum rakı aldıktan sonra ağzına ince bir ezgi düştü diline Nedim'in

  • Hergün bir yerden göçmek ne iyi
  • Bulanmadan donmadan akmak ne hoş
  • Hergün bir yere konmak ne güzel
  • Bulanmadan donmadan akmak ne hoş
  • Dünle beraber gitti cancağızım
  • Şimdi yeni şeyler söylemek lazı

Güneşin doğuşunu izlediler birlikte...
Her sabahki seremoni içinde uçuşup ötüyordu kuşlar Boğazın koyumavisinde...
Mete Nedim'e dönerek sordu:

  • -Sabah oldu, uykun yok mu?
  • -Birz uyusam iyi olur aslında , öğleyin havaalanına gidip karımı alacağım,
  • -Ben de Mine'yle brunch yapayım konuşmak istiyorum iş konusunu da
  • -Mine sana hala aşık biliyor musun?
  • -Ne güzel , desene ; bizi seven kadınlarla geçireceğiz pazarımızı...
  • -İnsanın böyle özverili seveni olması çok güzel, ama bu yüzden kimse kimseyi aynı şekilde sevmek zorunda değil ...
  • -Paramparça yaşanan herşeyin aslında bir bütünlüğü var, değil mi?
Sustular, Mete içini çekerek bu evi ne çok sevdiğini düşündü...Acısıyla tatlısıyla yalnız yaşadığı ilk evdi burası...
ilk sığınağı...


  • -Bu manzarayı özleyeceğim,
  • -Belki de daha güzel manzaralı bir buluruz sana....
  • -Olsun yine de özleyeceğim
Nedim yerinden kalkarak Mete'nin önünde ayakta durdu, ellerini uzattı. Mete'nin yüzünü okşadı önce, elleri buluşunca eğildi , öptü Mete'yi koltukta kucağına oturdu yavaşça...sevişirken fısıldadı kulağına:
  • -Her şey daha güzel olacak....
  • -Biliyorum canım...
  • Rumelihisarında oturmuşum
  • oturmuş ta bir türkü tutturmuşum...