11 Mart 2013 Pazartesi

yeni bir aşk-Nadide Hanım / 7


Nadide Hanım
Mete Cuma akşamının telaşlı kaldırımlarında acelesizce evine yürümeye başladı. Eve giderken köşebaşındaki şarküteriden karnını doyuracak bir şeyler almıştı, 
televizyonu açıp karşısında kemirmeye başladı, yorgunluktan sızarken Telefonda Nedim'in sesiyle kendine geldi :
  • -Nerelerdesin Mete? Bu hafta hiç konuşamadık her şey yolunda mı?
  • -Evet çok sağol, İnci' yle çalışmaya başladım,iş için İstanbul dışındaydık
  • -Sevindim güzelim, iyi haber buna derim, yalnızım, akşam bana gelmek ister misin?
  • -Yorgunum Nedim uyumak istiyorum, belki yarın,
  • -Peki canım ne zaman istersen, beklerim, iyi uykular.

Telefondaki cevapsız aramaları görünce annesini aradı:

  • -Anne aradığını görmedim, bütün gün toplantıdaydım
  • -Mete baban dün gece kriz geçirdi, yoğun bakımda, Amerikan Hastanesindeyiz.
  • -Peki hemen geliyorum
Mete taksiye atlayıp hastaneye gittiğinde annesini lobide
uykusuz ve huzursuz bir gece geçirmiş, yorgun beklerken buldu.boynuna sarılıp ağlamaya başladı:

  • -Nasıl babam? Ne dediler?
  • -Yoğun bakımdan ne zaman çıkar ve nasıl devam ederiz bilmiyorum
  • ablanı aradım yarın akşam burada olacak, onu havaalanından alır mısın ?
Sabaha kadar oturdular bekleme odasında, bir gelişme olmadı,Nadide Hanım gözünü kırpmadan otururken , arada Mete kalkıp dışarı çıkıyor sigara içiyordu.

Cumartesi sabahı erkenden İnci'yi aradı:
  • -Günaydın bebeğim, müsaitsen görüşelim mi ? Saray'da kahvaltı ederiz, ne dersin?
Bir saat sonra şık dükkanların bulunduğu caddede cami karşısındaki kafede kahvaltı ediyorlardı, Mete bütün yorgunluğuna rağmen açlık hissetmiyordu , sigara üstüne sigara içiyordu.
  • -Baban için üzüldüm, ama emin ellerde en doğrusu neyse yapılacaktır,
  • Hiç düşünme beraberce gider ablanı alandan alır getiririz, sigarayı bu kadar abartmasan ?
  • -Yok yalnız o değil, tam bir şeyleri çözdüm derken unutmaya çalıştığım asıl problem burnumun dibine kadar geliyor,neden bu kadar karışıyor kafam bilmiyorum...
  • -Duygusalsın, sorunları çözmek için daha sakin bir dönemi beklemek lazım belki,
  • üstelik elinden gelmeyecek şeyler de var, sağlık gibi, öyle değil mi?
  • -Nereye varacak bu , ne zaman büyüyeceğim?
  • -Keşke hiçbirimiz büyümesek, senin gibi duygusal kalsak, maskeler takmadan kendimiz olsak,
  • -Bak yeni tanıdığımız iki insan ne kadar da özgürce maskesiz dolaşabiliyor,
  • -Söylemeyi unuttum Marie aradı seni sordu,
  • -Sağolsun, bu kadar çabuk aramalarına şaşırdım
  • -Alain aramadı değil mi seni? Marie'yle de konuşmamışlar.
  • -Ne konuşacaklardı ki?
  • -Bu ay sonuna kadar sözleşme imzalamamız gerekiyor yeni kampanya için.
  • -Sadece iş mi konuştunuz yani?
  • -Güzel şeylerden bizden, sizden....
  • -Biz diye bir şey hiç düşünmüyorum
  • -Gelecekte ne olacak yalnız mı yaşlanacaksın?
  • -Geleceği garantilemek için bir ilişkiyi sürdürmek zorunda mıyım?
  • -Belli olmaz belki hayatının ilişkisidir,
  • -Siz öyle yaparsınız , ama ben bu yüzden evlenmedim, baba olmadım
  • şimdi de her gün daha genç ve güzel biri için terkedilmek korkusuyla oramı buramı yaptırıp estetik guzellık için kendimi helak edemem.


.....
Havaalanında Amerika'dan gelen uçaktan inecek ablası Merve'yi beklerken Mete iki günde buraya ikinci kez geldiklerini düşünüyordu:

  • -Farkında mısın? dün çok yakın olduğumuz iki kişiyi yolcu ettik burdan,
  • oysa onları bir hafta önce tanımıyorduk,
  • -Hayat bu her zaman birileriyle kesişir yolumuz
  • -Bugünse otuz yıllık kız karedeşimi karşılamaya geldik, ama sanki o bir yabancı şu anda ,benim için çok uzaktaki bir tanıdık,
  • -Neden böyle söylüyorsun, onunla iyi arkadaştınız hep
  • -Okumak için gidip de dönmeyince hayal kırıklığı yaşadım, aldatılmış hissettim,
  • -Ama o mutlu orada, evlendi, anne oldu bunlar seni de mutlu etmiyor mu?
  • -Beni daha da yalnızlaştırdı ama onun özlemi...

İnci, yanında konuşan adamın bunca yıllık arkadaşı değil de sanki elma şekeri elinden alınmış bir çocuk olduğunu düşünüp saçlarına dokunmak için dayanılmaz bir şefkat duydu , elini kaldırdı ama sonra vazgeçti, annelik içgüdüsünü geride bırakmalıydı artık.

  • -Havaalanları böyle garip yapar insanı, bir zamanlar çalıştığım iş yüzünden otel ve havaalanlarında çok vakit geçirirdim, zamanın hiç akmadığını düşünürdüm, bir yandan da 300 sene uyuduktan sonra uyananlar gibi herşeyin nasıl olup da değiştiğine şaşırırdım,
  • -Zaman ve mekan demişti bir zamanlar biri , insanın aklının üstündedir

Pasaport kontrol ve bagaj rituelinden sonra Merve küçük bir valizle yolcu çıkışında göründü,Mete ablasına sımsıkı sarılıp uzun uzun kokladı,


  • -Hoşgeldin meleğim
  • -Güzelim , Mete, hoşbuldum...

Merve İnci'yi de iyi tanıyordu:
  • -Nasılsın İnci? Seni de yorduk buraya kadar,
  • -Ne demek Merve, yolculuk nasıldı, yoruldun mu çok?
  • -Sorma, bunca yıldır bu seferki gibi yorucu geçmemişti hiç, babamı düşündüm hep yolda, hemen hastaneye gidiyoruz değil mi?

İnci'nin kullandığı arabayla doğruca hastaneye dönmüşlerdi.

  • -Hastane de havaalanı gibi gelmiyor mu sana: öncesiz sonrasız...
  • -Yorum yapamayacak kadar yorgunum
  • -Sen eve git istersen biraz uyu
  • -Annemin dinlenmesi lazım aslında, ikimiz de kalırız burda onu ikna edip eve yollamalıyız

Mete yıllar öncesi ablasıyla sırdaş olduklarını düşündü, şimdi sanki bir yabancıydı.

  • -Anne sen de uyumalısın, ben beklerim bu akşam
  • -Burda kalması gereken tek kişi benim, Merve yoldan geldi, Mete sen de git
  • dinlen, yarın erkenden gelirsiniz, belki o zaman dooktorlar da yeni bir şey söyler ?

Yaşlı kadın heykel gibi beyaz yüzünde hiç duygu taşımıyordu bunları söylerken,
çok fazla umutlu değildi, durumu yakından izlediği için yoğun bakımdan sonrasını merak ediyordu,
Çocuklar daha fazla inatlaşmadan eve gittiler, o geceyi ikisi de uyuyarak geçirdi.
Pazar sabahı erkenden uyandılar, Mete ve Merve evde kahve içerken ilk kez konuştular:
  • -Neden bana bu kadar uzaksın ?
  • - Neden bunu şimdi soruyorsun?
  • -Pek çok şey yaşandı biribrimizden ayrıyken, bunları paylaşma fırsatımız olmadı belki
  • -Sen kolay yolu buldun çekip giderek, baskıdan kurtuldun, ama ben burdaydım hep
  • -Sen de bir süre gitmiştin ama yapamadın geri döndün
  • -Evet ben uzaklaşamadım tıpkı bir katil gibi cinayet mahalline döndüm
  • -Kimi öldürdün?
  • -Sanırım kendimi , tercihlerimi hep erteleyerek, unutarak
  • -Tercihlerini yaşamadığını söyleme bana, doğru tercihler miydi hepsi?
  • -Belki değildi , ama öyle bile olsa benim yanlışımdı, onlar olmasaydı doğruyu göremezdim
  • -Neydi peki son ayrılığın nedeni?
  • -Bir yere kadar dayanabiliyor insan, önce evden ayrıldım ama uzun süre iş yerinde direndim,fikirlerine saygı duyulmasını beklemenin bir sonu varmış,
  • -Hiç mi beklediğin gibi olmadı, sana gereken değeri verilmediğini mi düşünüyorsun?
  • -Benim beklentim aslında yoktu, benden beklenenler beni yordu,
  • -Gecikiyoruz Mete, bu seansa devam edeceğiz ama unutma,
  • -Peki sevgili terapistim,

Annesinin istediği bir kaç parça giysiyi ve çamaşırı da paket yapıp evden çıktılar,
hastaneye doğru yürürken yoldan simit ve çiçek aldılar.
Hastane kapısında karşılaştıkları her tanıdık yüz onlara saygı ve hüzünlü :
  • -"Günaydın"
diyordu.
Uzak kuzenler, işyerinden yöneticiler bu saatte hastaneye geldiğine göre ani gelişen bir durum vardı. Yoğun bakım holüne geldiklerinde Mete ve Merve'nin annesi Pervin Hanım solgun ama kaya gibi dimdik sarılıp çocuklarını öptü, soluk alıp verirken kulaklarına fısıldadı:

  • -Başımız sağolsun, çocuklar bugün yapacak bir şey kalmadı burda, evimize gidelim,
diye çocuklarının koluna girerek çıkışa doğru yönlendirdi Pervin Hanım.
Takım elbiseli genç şirket çalışanlarından biri yaklaşarak:

  • -Yarınki gazetede çıkacak haberi hazırlatıyorum Hanımefendi,
  • başka bir emriniz var mıydı?
  • -Teşekkür ederim Enis Bey, Ben evde olacağım, gerekirse ararsınız, Yarın cenaze için arabaya ihtiyaç olacak, onlarla ilgilenirseniz sevinirim,

Merve dayanamadı o saate kadar yol boyu biriken gözyaşlarını koyverdi,
Ertesi günkü cenazede bile

  • -"Rahmetli Orhan Bey ölmek için uzaktaki kızını beklemiş"
diyenleri duyduğunda boğazında bir düğüm hissedecek ,
  • -"Hiç gelmeseydim belki daha uzun yaşayacaktı"
diye düşünecekti, Mete şaşkındı, ağlayamadı, konuşamadı, yutkunamadı,tam da düello yapacakken hesaplaşmanın henüz başında rakibini kaybetmiş bir dövüşçü gibi amaçsız kalakaldı,
Eve döndüklerinde Nadide Hanım ve kızını karşısına alıp kararlı ama yorgun bir sesle:

  • -Canım yavrularım, biliyorum hayat devam edecek, ama benim canımın yarısı yok artık ,
  • iyi ki varsınız, yanımda olduğunuzu bilmek bana güç veriyor...
  • yarın öğle namazından sonra cenazemiz var, sonra da yorucu bazı görevlerimiz olacak,
  • ondan sonra nasıl isterseniz öyle yaparsınız,......şimdi uyumaya gidiyorum,
diyerek çocuklarını öptü, odasına çekildi ve bütün gün çıkmadı,
Merve Mete ile terasta oturup şehrin Pazar günü rengarenk sükunetini izlediler,

  • -Ben evimde uyumak istiyorum,
  • -Ben burdayım canım, sen git dinlen,
  • -Şaşkınım, ne hissetmeliyim bilmiyorum?
  • -Maalesef her zaman beklediklerimiz karşımıza çıkmıyor,
  • -Artık cansız bir düşmanım var,
  • -Bu söylediğin hiç de doğru değil,
  • -Ama öyle, yaşarken hiç değilse kendimi babama karşı savunmam gerekiyordu,
  • -Bundan sonra kendinle barışmadıkça babamızla daha çok hesaplaşacaksın,
  • çünkü o sende yaşamaya devam edecek, kanında , genlerinde, alışkanlıklarında ona rastladıkça üzülmemek için onunla da barışmalısın.
  • -Belki haklısın, sen ne zaman döneceksin Merve?
  • -Ne yapalım buraya kadarmış, bir kaç gün daha kalıp öyle dönmek istiyorum,
  • -Desene yakında yine sensiz kalıcam,
  • -Beni görmeye gelirsin,hem yeğenini de görmedin henüz, nerdeyse üç yaşında oldu.
  • -Haklısın canım ya gelirim tabi, doğuma annemle babam gelmişti di mi?
  • -Evet hep senin adın geçiyordu, senden bahsediyordu o zaman, Deniz tıpkı dayısına benziyor demişlerdi,

Pazartesi günü sabahtan yağmur yağdı,
cenazelerden önce yağmur yağması hayır sayılıyordu,
Mete'nin babası Orhan Bey Teşvikiye Camii'nde öğle namazını müteakkiben kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu'daki aile mezarlığı'na defnedildi ,

Cenazede Merve İnci'ye sarılıp :
  • -Çok iyi bir arkadaşsın sen, Mete sana emanet
  • -Böyle deme siz de çok yakınsınız birbirinize
  • -Keşke mesafeler sevgimizi soğutmasa

Nedim cenazede Mete ve Merve'nin yanına yaklaştı Mete ile kucaklaştıktan sonra :
  • -Başın sağolsun arkadaşım,
  • -Teşekkür ederim , Merve bak, bu arkadaşım Nedim,
  • -Başınız sağolsun hanımefendi,
  • -Dostlar sağolsun beyefendi,
Adettendi , iş çevresi, aile yakınları, böyle günlerde yalnız bırakmazdı, akşam evde dua okundu, apartman komşuları , akrabalar yemek pişirip tepsilerle taşıdı, ertesi gün, daha ertesi gün giderek evdeki kalabalık azaldı...