2 Kasım 2019 Cumartesi

mavi melek-4


Ertesi gün atölyeye gidişinde artık emin adımlarla iniyordu aynı yokuşu...
merdivenleri ne istediğini bilen tutkulu adımlarla tırmanıyordu..
karanlık bir deliğe tırmanır gibiydi...
istekli ve kararlı...
zili bir kez çaldı..
kapı açıldı...
yine kızın gözlerinden başka hiç bir şey görmüyordu..
eğilip dudaklarından öptü..
hiç bir şey söylemeden kız bir adım geriledi..
karanlık hole girip kapıyı kapattılar...
üstündeki boyalı önlüğü sıyırdı attı kız..
kollarını boynna doladı delikanlının..
dudakları birbirine anlatıyordu en mahrem öyküleri...
tek tek üstlerini çıkardılar...
arka odadaki yatakodasına geldiklerinde çırılçıplaktılar....
yatağa uzandılar...
kızın göğüsleri küçük ve diriydi...kız üstteydi..
hareketleri bilinçli ve tutkulu ama yavaştı...
delikanlının organı sertleşmişti
içinda kaybolduğu ıslak ve sıcak karanlığa alıştı..
boşalmamak için kendini kasıyordu...
kızın zevk inlemelerine gözlerini açtığında
karşısında seviştiği dişi bedenin aslında erkek olduğunu gördü
gözlerini açıp kapattı...
görüntü değişmedi..
üstünde at biner gibi zevk alan kız nerdeydi?
seviştiği erkek arkadaşıydı...
nasıl olurdu bu...gündüz düşü müydü?
boşalırken dehşetle sarsıldı...
kız omuzlarına tutunarak onu yastığa yapıştırdı...
dudaklarına bastırarak kendınden geçmiş üstüne yığıldı... 
Kızın atölyesine daha sık gitmeye başladı...
Birlikte oldukları saatlerde hiç konuşmuyor sadece sevişiyorlardı..
Okulda görüşünce de arkadaş grubu arasında pek fazla konuşmuyorlardı...
Şizofren bir ilişkiydi bu..kopamıyordu...

Haliç kıyısında yürüyüp motorlara bakıyordu...
Ne kadar da kendine benzetiyordu eski yüzlü gürültücü yolcu motorlarını..
Unutmuş gibiydiler ama aslında balıkçı teknesiydi onlar , dalgalı denizde avlanmak için yapılmıştı...
Tek bir hat üzerinde gidip geliyorlardı...
Akşam olduğunda erkek sevgilisiyle birlikteydi...
Bazen arkadaşlarıyla bazen başbaşa yemek yiyordu...
Konserlere , oyunlara gidiyorlardı...
Herkes onlara evlenecek gözüyle bakarken...
Bu kez Boğaz kenarında bir mekanda pahalı deniz motorlarına, yelkenlilere , yatlara dalıp gidiyordu...aynı şizofreniyi yakalıyordu...
Bu tekneler de dünyayı dolaşmak için yapılmıştı belki...
ama sığ sularda yaz geceleri davetlere, düğünlere yataklık ediyordu..
düğünler....
muhteşem beyaz bir köpük içine hapsolan hayatlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder