31 Aralık 2019 Salı

Eskidendi, çok eskiden.




sezen aksu

Hani erken inerdi karanlık,
Hani yağmur yağardı inceden,
Hani okuldan, işten dönerken,
Işıklar yanardı evlerde,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken...
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani hepimiz arkadaşken,
Hani oyunlar tükenmemişken,
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden,
Daha biz kimseye küsmemiş,
Daha kimse ölmemişken,
Eskidendi, çok eskiden.

Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
Geceler de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti.

MURATHAN MUNGAN

29 Aralık 2019 Pazar

Gideceğin yere beni de götür



Gideceğin yere beni de götür
Sorana başımın belası dersin
Götür de istersen yerlerde yatır
Elimde gönlünün dermanı dersin

Adını iğneyle işle tenime
Kölemdir desen de gitmez zoruma
Bunlar ne derlerse mektuplarına
Aşkıma kul olmuş bir ilim dersin


28 Aralık 2019 Cumartesi

Sen Benim Şarkılarımsın


Belki bir şarkının her sesinde
Belki bir sahil meyhanesinde
Belki de bitmeyen gecelerin sonundasın
Bir yıldız gökte kayıp giderken
Islak bir yolda yalnız yürürken
Bambaşka bir şeyi düşünürken aklımdasın
Geçmiş değil bugün gibi
Yaşıyorum hâlâ seni
Sen hep benim yanımdasın
Gündüzümde, gecemdesin
Çalınmasın, söylenmesin
Sen benim şarkılarımsın
Sanki hiç gitmemiş hep var gibi
Bir sırrı herkesten saklar gibi
Sessizce sokulup ağlar gibi yanımdasın
Beni bir şeylerden aklar gibi
Koparmadan çiçek koklar gibi
Hiç bozulmamış yasaklar gibi yanımdasın
Geçmiş değil bugün gibi
Yaşıyorum hâlâ seni
Sen hep benim yanımdasın
Gündüzümde, gecemdesin
Çalınmasın, söylenmesin
Sen benim şarkılarımsın
Sanki hiç gitmemiş hep var gibi
Bir sırrı herkesten saklar gibi
Sessizce sokulup ağlar gibi yanımdasın
Geçmiş değil bugün gibi
Yaşıyorum hâlâ seni
Sen hep benim yanımdasın
Gündüzümde, gecemdesin
Çalınmasın, söylenmesin
Sen benim şarkılarımsın
https://lyricstranslate.com

17 Aralık 2019 Salı

Yetinmeyi bilir misin?







Söz: Sezen Aksu
Müzik: Serkan İzzet Özdoğan Video Prodüksiyon: Videomite Yetinmeyi bilir misin? Sana verdiği kadarıyla hayatın Hoş bilsen de bilmesen de Yara bere içinde bu yollardan geçeceksin Kazanmayı isterdim, kaybetmeyi değil Ama olmadı yar Kendini kayırıyor her insan önce Bu yüzden aşka kıyar Giderim, alışığım gitmelere Direndi bu can ne bitmelere Giderim, alışığım gitmelere Gerek yok isyan etmelere

15 Aralık 2019 Pazar

Göç yolları

GÖÇ YOLLARI


Söyleyin dağlara rüzgara
Yurdundan sürgün çocuklara
Düşmesin kimse yılgınlığa
Geçit vardır yarınlara

Göç yolları
Göründü bize
Görünür elbet
Göç yolları
Bir gün gelir
Döner tersine
Dönülür elbet

En büyük silah umut etmek
Yadigar kalsın size

Yolverin kanatlı atlara
Sürgünden dönen çocuklara
Ateşler yakın doruklarda
Geçit vardır yarınlara

Dağılsak da göç yollarında
Yarın bizim bütün dünya
(Murathan Mungan)

10 Aralık 2019 Salı

gurbet

Olmadığın her yer gurbet Gelmediğin evim zindan Yatağım taştan soğuk Dayanamaz buna insan Tükenecek neyim kaldı Uykularım çoktan bitti Yetmiyor aklım çözmeye Bumu sevda dedikleri Bumu sevda bu nasıl aşk Bu hasret bana belkide tuzak Ölümü bile göze aldım Geliyorum sana çırıl çıplak Benide al sen nerdeysen Nefes almak bana sensiz yasak Ölümü bile göze aldım Geliyorum sana çırıl çıplak Utanırım söyleyemem Yaşadığım yanlızlığı Kelimeler yetmiyor ki Bumu sevda dedikleri Paylaşırım yokluğunu Gecenin sessizliğiyle Yetmiyor yalnız hayaller Bu mu sevda dedikleri...

Dört günlük bir şey



Söz: Sezen Aksu Beste: Cenk Taşkan Düzenleme: Osman İşmen Şimdi çok uzak bir hatıra gibi O yaşadığımız Boynumda bilmece gibi bir düğüm Dört kısa günden bana Bir garip sızı kaldı Bir de deli özlemin Ben senin gözlerinin Yalan dolan bakışlarını bile sevdim Ben sana bir annenin Evladına duyduğu hisleri besledim Ben senin bal gözlerinde Dört kısa günde bilsen neler neler gördüm Sahte ile gerçeğin karmaşasını Yine de sevgini özledim Özledim ellerini, gözlerini Ve yanık kokunu özledim İnsan böyle bir duyguyu yaşarken Gerçek yaşamla tüm bağlantıları kopmuşçasına Ayakları yerden kesiliveriyor Hoş bir zaman bu bağlantısızlık da Yaşam kadar gerçek ve doğal Biliyor musun? Belki iyi oldu ama Biz yere erken indik Şimdi yarım yaşanmış o şey Boynumda düğüm Dört kısa günden bana Bu garip sızı kaldı Bir de deli özlemin Dört günlük bir şey işte Güzeldi, yaşandı ve bitti diye düşündük Oysa bir duygusal yük vurduk yüreklerimize Kırılıp döküldük Bir zaman gözlerimizde çiçek açardı Biz her umudu söndürdük Özledim çiçekleri Sevdiğimiz ne varsa, her şeyi özledim Özledim ellerini, gözlerini Ve yanık kokunu özledim

4 Aralık 2019 Çarşamba

sevdim

Sevdim seni bir kere başkasını sevemem
Deli diyorlar bana desinler değişemem
Desinler değişemem desinler değişemem

Daha yolun başındasın değişirsin diyorlar
Oysa sana çıkıyor bildiğim bütün yollar

Sevgi anlaşmak değildir nedensizde sevilir
Bzen küçük bir an için ömür bile verilir

3 Aralık 2019 Salı

Bu kalp seni unutur mu?




Yıllar geçse de üstünden
Bu kalp seni unutur mu?
Kader gibi istemeden
Bu kalp seni unutur mu?
Bir hasretlik yüzün vardı
İçinde bir hüzün vardı
Söyleyecek sözüm vardı
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalbim seni unutur mu?
Bir hasretlik yüzün vardı
İçinde bir hüzün vardı
Söyleyecek sözüm vardı
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalbim seni unutur mu?
Anlamı yok tüm sözlerin
Sensiz geçen gecelerin
Yaşanacak senelerin
Bu kalp seni unutur mu?
Bambaşka bir halin vardı
Farketmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı

Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalbim seni unutur mu?
Bambaşka bir halin vardı
Farketmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalbim seni unutur mu?
Bana aşkı veren sendin
Sonra alıp giden sendin
Yollarımız ayrı derdin
Bu kalp seni unutur mu?
Oysa düşlerim başkaydı
Birden bire yarım kaldı
Yaşanacak çok şey vardı
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Oysa düşlerim başkaydı
Birden bire yarım kaldı
Yaşanacak çok şey vardı
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Her gün akşam yastığımda
Üşüyorum yokluğunda
Yaşıyorum boşluğunda
Bu kalp seni unutur mu?
Bambaşka bir halin vardı
Farketmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bambaşka bir halin vardı
Farketmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu?

doğanın kanunu


Doga'nin kanunudur herkes kendine benzer
Gönüller degirmen bendine benzer
Bazen yildiz olur erisilmez kendine
Bazen söndürülmüs kandile benzer
Bazen gönül nese dolar hüzünlü bir bakistan
Ici yanar insanin görünmeyen akistan
Iste o zaman, hayat toz pembe güzeldir
Sönmez icindeki volkan ne yagmurda ne kişta
Bu ateş ki gönlüne düsmemis olan varsa
Yasadim dermiki bin yil yasasa
Sevgi yüceltir kisiyi ruhuna can verir
Sonunda izdirap cile de olsa

2 Aralık 2019 Pazartesi

Gidersem affetmez silmez gibisin



Bir günah ardından bakıyor yüzüm
Seni sevdiğime değmez gibisin
O kadar mağrur ki kupkuru sesin
Başını sen asla eğmez gibisin

Yenilip bu aşkı terk etmek de var
Gün be gün gururu tüketmek de var
Kaçarak saklanıp hükmetmekte var
Hangisi olursa gelmez gibisin

Unutmak gerekli başlamak için
Başımı göğsüne yaslamak için
Günahı günahla yıkamak için
Gidersem affetmez silmez gibisin

Silmez gibisin

Söz : Aysel Gürel
Müzik : F. Güner



Acıyor




Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
sevgim acıyor

Biz giz dolu bir şey yaşadık
onlar da orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak

En başta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahası gün ışığına vurup da
ötede beride yansımayan
Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
Öbürünün bir kadından aldığı verem
Bütün işhanlarının tarihçesi
Bütün söz vermelerin tarihçesi
sevgim acıyor

Yazık sevgime diyor birisi
Güzel gözlü bir çocuğun bile
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar
Ve o kadar

Tavrım bir şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
Kış geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi gündüzün
sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse

Eylül toparlandı gitti işte
Ekim falan da gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar



Turgut Uyar

19 Kasım 2019 Salı

sil baştan


Cesaretin kaldıysa
Hala benle aşktan konuşmaya
Söyle canım sevgilim
Hayat bize oyun oynuyor olabilir mi?
Yorgun gibi bir halin var
Duyguların karışık olabilir mi?
Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak
Sil baştan sevmek gerek bazen
Her şeyi, unutmak

Sanki bugün son günmüş gibi
Dolu dolu yaşamak istiyorum ben
Her ne çıkarsa yoluma
Selam verip yürümek istiyorum ben




15 Kasım 2019 Cuma

Ne yaparsam olmuyor

Uyurken izliyorum, en sevdiğim halini
Saçların dağınık, yüzünde yastık izi
Bir pazar kahvaltısı gibi
Küçük oyunlarının, büyük savaşlarının
Arasında olduğu kadar, bi' aşktı bizimkisi
Bir pazar gecesi uykusu gibi
Ne yaparsam olmuyor
Olmuyor eskisi gibi
Güldürmüyor, ağlatmıyor
Kimse senin gibi
Ne yaparsam olmuyor
Olmuyor eskisi gibi
Güldürmüyor, ağlatmıyor
Kimse senin gibi
Uyurken izliyorum, en sevdiğim halini
Saçların dağınık, yüzünde yastık izi
Bir pazar kahvaltısı gibi
Küçük oyunlarının, büyük savaşlarının
Arasında olduğu kadar, bi' aşktı bizimkisi
Bir pazar gecesi uykusu gibi

Bitmesi gerek artık, anlıyoruz ikimiz de
O zaman neden hala ağlıyoruz ikimiz de?

9 Kasım 2019 Cumartesi

Maskeli Balo

Mektup-4
Bir maskeli baloda karşılaştım, 
aynı benim gibi giyinmişti
Değirmenlere karşı kocaman bir kalemle savaşıyordu
Oysa değirmenler hep kazanır, 
kaybetmek yoktur fitratlarında
Bilmezler karşısında savaştıkça güçlenen o kollar 
yorgunluktan acılar içindeki o güzel kafa düşündükçe gelişir
Düşman ne kadar güçlüyse o kadar güçlenir savaşçı da
Herkes aynı mı hisseder? diye sormuştum
"Hayır hissetseydi bunca kitap yazılmazdı" dedi
birlikte yürüdük , yollar aştık, insanlar yoktu
ikimizdik , yalnız ikimiz
iki yalnızdık, yanyana yürüdük
"nerede olsa tanırım"  demişti 
oysa ben kendimi tanıyamıyordum çoğu zaman 
eller , kollar , güçsüz bacaklar tamam
ama bu yüz, o bazen yabancı biriydi
birlikte yürüdüğümüzü hayal ettim
aynadaki genç suretimin bana oyunuydu yine
yanyana geldiğimizde anladım, olmazdı
olsun hayal etmesi de güzeldi
sevmek emek istiyordu
sevmek güzeldi

Orpheus ve Euridike

Mektup-19
Sana çok sevdiğim bir masalı anlatıyorum bugün
"Sevmek ve kaybetmek üstüne"
Orpheus ve Euridike 
İki büyük sevdalıyı bir gün ölüm ayırır
Euridike ölüler diyarı yeraltına gider
Orpheusun kahrolduğunu gören periler ona bir anlaşma önerir:

"Müzisyen orpheus argonotları sirenlerden kurtarmis turlu belalari ezgisiyle asmistir, kurtaramadi  eurydike'yi. hades'e inip cekip alacakti karisini ancak tek bir sart kondu ona yeryuzune cikisa kadar geri donup bakmayacakti. 
son basamaklara kadar hersey yolundaydi. donulmez olan bir diyara gitmis ve oradan karisini cikartmisti. ancak ne olduysa o son basamakta oldu. 
merakina yenik dustu orpheus'un. arkasina bakmasiyla bir golgeye donustu eurydike, sonsuza kadar kaydi gitti ellerinden"

Büsbütün Kaybeder Euridikeyi Orpheus , karanlıkta elinden tutup kurtardığı karısının yüzünü görmek , emin olmak isterken 

"orpheus karisinin ölümünden sonra yakarislariyla yumusattigi ölüm tanrilariyla bir anlasma yapti ancak sartlarini yerine getiremeyip tekrar kaybetti büyük aski eurydike'yi. "

"bundan sonra hayati karardi. kendini kaybetti. bütün kadinlari hor gördü eurydike'den sonra ve kiskançliktan kuduran kadinlar tarafindan parça parça edilip, dagitildi yeryüzüne. mit'e göre orpheus'un basi hep bagirdi " eurydike, eurydike, eurydike" diye karisinin adini..."

Güvensizlik, kuşku, endişe tutkuyla harman olmuştur. Aşkı bitirmiştir.
İşte bu öykünün konu olduğu orfeo negro filminin müziğidir 
manha la carnaval

Yanında maskesiz kendim olduğum insan iyi ki varsın iyi ki seninim
Seni seviyorum 


Hücremdeyim

Mektup-3
Konuşamadıklarımı yazıyorum 
Gece rüyamda yaşadıklarımı 
Hayal ettiklerimi
Düşünmekten mutlu olduğum 
ama aynadaki görüntüme yakıştıramadıklarımı yazıyorum 
Herkesin kendi tutsaklığı ve sınırları var. 
Sabah akşam gidip" iş" dediğimiz 
kendi seçtiğimiz tutsaklığımızı yaşıyoruz. 
Dönüp ev dediğimiz 
Hepsi farklı ama hepsi beton duvarlı demir kapılı hücrelerimize sığınıyoruz. 
Bir gün 
bir haberci kuş penceremin kenarına konduğunda 
Güneş başka parlıyor artık, 
her gün gelip sevgiyle böldüğüm kırıntıları yiyor. 
Bakışıyoruz, konuşuyoruz, anlaşıyoruz. 
Bekliyorum her sabah güneşle gelişini.
Kimbilir onun tutsak olduğu hangi sınırları var. 
Sınır bazen tenimizin kendisi 
bazen uçsuz bucaksız ufuk çizgisidir. 
Pencereme konan haberci kuşu 
her gün beklemeyi seviyorum.
Hep daha iyi olsun.

Eylül Baharı



mektup-2

Bir Bahar akşamı hoşgeldin 
Bak şimdi her gün Bahar

Yorgun yüreğim sende dinlenmek ister
Denizdeki dalga gibi Senin de ritmini bozuyor
Düzelecek

Bir şarkı var dilimde
"Sevmek bir çok şeyi göze almaktır"
Korkular geride kalacak 
deniz kenarında el ele maziyi konuşacağız

"senede bir gün"...yetsin bize
Nerde olursak olalım Sol göğsümüz acıyacak

Beklemeye değer gülüşündeki teselli...
Seslendim "Eylül de gel" diye
.......geldin

Herkesin ortak dileği
"elbet bir gün buluşacağız"......
Herkesin özlemi "bir tatlı huzur"...

ankakuşu'na

Merhaba -1
Bu ilk yazdığım mektup
belki de önceden yazdıklarım Önemsizdi 
ya da duygularımız bugün gelişti 
Çocuk yaşta yaşadıklarının sana kattığı değerler kayıplarından fazla
Belki de spor hayatının temel direği 
Ve sana ihanet ettiği için küstün
Benim hiç öyle büyük bir tutkum olmadı 
ya da farketmeden harcadım
Bugün "bütün kayıplar geride kalsın" dedin
ne kadar doğru 
Böyle olsun dilerim 
Seni seviyorum 

5 Kasım 2019 Salı

mavi melek-1





eve dönerken yalnızdı...
bütün gün eski okul arkadaşlarıyla mezun olduğu okulun bahçesinde eski günleri anmışlardı.
senede bir de olsa o günlere yeniden dönmek...
aralarında eski sevgilisi olmasa da...
onu yeniden yaşamak hesaplaşmalardan uzak mutlu ediyordu Mesut'u...direksiyonda akan trafiğe kaptırmıştı kendini....kapıyı çaldığında afacan iki çocuk koşarak açtı kapıyı, arkalarında karısı belirdi....ışıldayan gözleriyle
-"hoş geldin " dedi.


yıllar önce şimdiki karısıyla tanıştıklarında erkek sevgilisiyle beş yıldır beraberdi....daha önce hiç hissetmediği kadar özgür hissediyordu...aşık olmuştu...kendisini seven bir kıza bağlanmıştı ilk defa....sevgilisi kıskanıyordu..ilişkisini kesmek istemiyordu sevgilisinden de vazgeçemiyordu...
telefon ediyordu :
  • -neden benı ıhmal edıyorsun?
  • -ihmal etmıyorum....sana katlanamıyorum...bir kızı seviyorum...
  • -neden böyle konusuyorsun?
  • -sana ne yaptım ki ? ne yaşıyorsam onu söyledim...
  • -istediğin zaman seninle tatile gitmemem için yaptın"
  • -kız arkadaşım var yanımda..onunla cok az yalnız kalıyoruz...
  • anlayış göster lüfen...seni arayacağım...
  • telefonu yüzüne kapatıyordu...ısrarla tekrar arıyordu..
  • bir araya geldiklerinde de tartışıyorlardı...
  • kendısıne dayatılan reçetelerin hiç birine uymuyordu...
  • -bu ilişkinin sonu yok onda ne buluyorsun
  • -onu seviyorum...
  • -sen yalnızca barları gece hayatını ve gay sexi seversin..
  • -beni kışkırtıyorsun bak...fena olacak..
  • -ne olacaksa olsun...bıktım senden...
  • -ben de senden bıktım..
  • -neyimi gördün nankör...
  • -ne nankörlüğümü gördün? senin bu laf çarpıtmalarından usandım...
  • -nankörsün...ilk tanıştığımızda benim peşimden koşan sendin...
  • -seni seviyordum...hala da seviyorum...
  • -o halde neden hep aklın başkalarında? neden bir de kız çıkardın başıma?
  • -bak her şey değişiyor...dünden yarına söz vermedik birbirimize...
  • -öyleyse bitirelim...görüşmeyelim...
  • -son sözün bu mu?
  • -evet bu....


her yıl mezunlar gününde okula geliyordu...
onu görebilmek belki bir kaç kelime konuşabilmek için.
geçmişe ait bir teşekkür borçluydu...ama o gelmiyordu.


okul yıllarında kendisinden bir kaç yaş büyük asistanıyla
sevgili olmuştu...okulda eşcinselliğini açıkça yaşayan tek kişiydi...
sınıf arkadaşları tarafından eleştirilmiş ...dışlanmıştı...
başka kimsesi kalmamıştı sığınacak...sokulacak...
istanbul'un bütün karanlık mekanlarını birlikte keşfetmişlerdi...
el ele verip masumiyetini törenle yolcu etmişlerdi...
birlikte çalışıyor, dinleniyor, tatile çıkıyorlardı...
okulun sonuna doğru küçük sınıflardan bir kızla tanışıp
aşık olana kadar sürdü bu ilişki...
sonra acı dolu bir dönem başladı..
karşilaştıklarında önce suçluyordu...sonra kendine acıyor..
ona acıması için baskı yapıyordu...
bu da yetmiyordu...acı vermek için kendini alkole ve uyuşturucuya vermeye başlamıştı...
okuldan istifa etti...şehir değiştirdi..
yolladığı mektupta şunlar yazılıydı....:
  • " Gidiyorum bu şehirden...seni hatırlatıyor bana...
  • senden nefret edemem ama..
  • sana ait her hatıradan nefret etmek istiyorum...olmuyor..."
  • "mutlu olmanı istiyorum...beni mutlu ettiğin gibi
  • onu da mutlu et...umarım bir gün okulda bir mezunlar gününde
  • karşılaşırız ...iki eski dost gibi sohbet ederiz..
  • ama bugün çok erken henüz...acım taze..."
  • "birine yakınlık duyarsın...her şeyini ona açarsın...
  • evini..yatağını...kalbini..
  • paylaştığın güzellikleri ortak payda edinirsin...
  • arkanı dönmeden daha bu hayalin yıkılır...
  • çünkü aynı kartlarla oynamıyordur karşındaki...
  • onun beklentisi farklıdır...aynı dili konuşmuyorsundur...
  • yıkılırsın..."